Halk ortasında ‘kemik erimesi’ olarak bilinen osteoporoz her ne kadar yaşlı hastalığı olarak bilinse de her yaş ve cinsiyette görülebiliyor. Kemiklerin zayıflaması ve kırılması ile karakterize osteoporozun en dikkat cazip tarafının ise ilerlerken hiçbir belirti vermemesidir.
Fizikî Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Süleyman Tatlı, günümüzde bilhassa 50 yaşın üzerindeki her 3 bayandan birinde kemik erimesi görüldüğünü belirtti. Tatlı ayrıyeten, bayanlarda düşük östrojen, erkeklerde ise düşük testosteron seviyelerinin, birinci derece yakınında osteoporoz olanlar ve kortizonlu yahut tiroit ilaçları kullanan şahısların bu hastalık açısından riskli kümede olduklarını lisana getirdi.
KEMİKLERDE KIRILMALARA YOL AÇIYOR
Osteoporozun en yaygın belirtilerinin uzunlukta kısalma, kamburlaşma ve hassaslaşan kemiklerde kırılmalar olduğunu tabir eden Dr. Tatlı, “Ağrıların nedeni zayıflayan kemiklerde görülen mikro seviyedeki kırıklardır. Olağan ömür döngüsünde biz farkında olmadan kemiklerimizde mikroskobik seviyede birçok kırık oluşur. Bu kırıklar beden tarafından üretilen yeni kemik dokusu ile süratlice onarılır. Fakat bu metabolik olay osteoporozda duraklamaya girer. Bu durumda da mikro kırıklar büyüyerek makro kırıklara neden olur.” diye konuştu.
Osteoporoz ile ilgili yapılan araştırmalara nazaran, hastalığın her yıl yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde 1.5 milyon kırığa neden olduğunu söyleyen Dr. Tatlı, şunları kaydetti: “Dünyanın her yerinde 65 yaş üstündeki pek çok bayan ve erkekte kalça, omurga, el bileği ve başka kemiklerde kırıklara rastlanmaktadır. Bu nedenle sistemli denetimlerden geçmek çok kıymetlidir. Hastalığın teşhisinin konulabilmesi için kemik yoğunluğunun ölçülmesi gerekir. Bunun yanı sıra kan ve idrar testleri de erken tanıya yardımcı olabilmektedir.”
KALSİYUM VE D VİTAMİNİ ALIMI KIYMETLİ
Hastalığın bilhassa çocukluk çağındaki yanlış beslenme ve yanlış ömür şeklinin tesiri ile ortaya çıktığını tabir eden Dr. Tatlı, şöyle devam etti: “Osteoporozu önlemede kalsiyum ve D vitamini kullanımı çok kıymetlidir. Hem bayan hem de erkekte, iskelet sisteminin gelişmesi ve kemik yoğunluğunun devamı için ömür uzunluğu kâfi kalsiyum ve D vitamini alımı gerekir. Kalsiyum, şayet besinlerle alınamıyorsa kesinlikle ek kalsiyum dayanağı verilmelidir. Ayrıyeten D vitamini de kemik sıhhati, kalsiyum emilimi ve kas gücü açısından değerlidir. Zira D vitamini, sindirim sisteminde kalsiyum emilimini artırır ve kemiklerde kalsiyum depolanmasına yardımcı olur. Direkt güneş ışığına maruz kalındığında D vitamininin yüzde 90’ı deride sentezlenebilmektedir. Bunun yanı sıra karaciğer, yağlı balıklar ve yumurta sarısı da D vitamini tarafından hayli güçlü besinlerdir.”
Kemik sıhhatinin korunması ve osteoporozun önlenmesi için hakikat ve şuurlu beslenmenin yanı sıra tertipli olarak yapılacak fizikî aktivite ve sporun da en az beslenme kadar kıymetli bir yere sahip olduğunu kaydeden Dr. Süleyman Tatlı, “Bunların yanı sıra bireyler, şahsî risk faktörlerini de göz önünde bulundurarak uzman bir doktora istişareli ve osteoporozun ilerlememesi için tedbirler almalıdırlar.” dedi.
Ensonhaber
